Doğal dişler çürük, dişeti hastalığı, kaza vs. gibi nedenlerle kaybedilebilir. İmplant tedavisiyle bu dişsiz boşluklara kişinin kendine aitmiş gibi yeniden “”diş” yapılabilir. İmplant tedavisi çene gelişimini tamamlamış ve genel sağlık durumu iyi olan her hastada uygulanabilir. Çok nadir görülen bazı sağlık problemlerine sahip hastalar dışında iyi ağız hijyenine sahip, diğer dental problemleri giderilmiş hastalarda implant tedavisi 35 yıldır %98’e varan başarı oranıyla uygulanmaktadır. Ayrıca son yıllarda görüntüleme ve ileri cerrahi tekniklerin gelişmesi implant için yetersiz kemik kavramını neredeyse geçersiz kılmıştır.
İmplant operasyonu sırasında ve sonrasında hastanın duyduğu ağrının seviyesi, diş çekimi işleminde hissedilen ağrıyla eşittir yani hasta açısından gayet konforlu bir operasyondur. Normal bir vakada bir implantın yerleştirilme süresi de yaklaşık 20-30 dk.dır.
İmplant tedavisinin en önemli avantajı, komşu doğal dişlere zarar verilmemesidir. Bunun yanında kemik erimesini engellemesi, yapılan protezleri hastanın kendi dişi gibi hissetmesi, genellikle çok basit ve kısa süren bir operasyonla işlemin tamamlanması da diğer önemli avantajları arasındadır. Ayrıca dental implantlar, doğal gülüşünüzü de geri kazanmaya yardımcı olurlar. Açıktır ki, güzel bir gülümseme özgüven, canlılık ve gençlik sunar.
Türkiye zengin kültürel mirası, doğal ve tarihi güzellikleri, eşsiz sahilleri ve kolay ulaşım olanaklarıyla her yıl dünyanın her yerinden gelen milyonlarca misafiri ağırlamaktadır. Ayrıca Bergama Krallığı bünyesinde kurulan ve dünyanın ilk tıp merkezi olarak kabul edilen Asklepion’dan beri Anadolu toprakları tıp bilimi açısından her zaman önemli bir coğrafya olmuştur. Günümüzde de modern hastaneleri, gelişmiş imkanları, alanlarında uzmanlaşmış olan deneyimli hekimleri gibi pek çok imkanıyla, özellikle kardiyolojik hastalıklar, organ nakli ve dental implant gibi alanlarda üstün kalitede hizmet veren bir ülkedir. Tıbbın her alanında görülen bu avantajlar diş hekimliği alanında da üst düzeyde görülmekte ve sadece İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde değil; İzmir, Antalya gibi şehirlerde de bu imkanlara kolaylıkla ulaşılabilmektedir. Bu şehirlerde bulunan havaalanlarına çeşitli havayolu şirketlerinin düzenlediği direk uçuşlar sayesinde birkaç saat içerisinde ulaşım mümkün olmaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki dental kliniklerde hizmet veren tüm hekimler ve resepsiyonistlerin iyi derecede İngilizce biliyor olmaları da, önemli bir avantajdır. Hastalar tüm rahatsızlıklarını veya isteklerini direk hekimine aktarabilmekte ve hekimiyle kolayca anlaşabilmektedir.
Bunun yanında Türkiye’de, en kaliteli dental implant markalarını Avrupa’daki fiyatların üçte birine yaptırabilirsiniz dolayısıyla dünya standartlarına göre oldukça üstün olan böyle bir hizmeti çok ucuza almış olursunuz. Hem dünyaca ünlü ve ödüllü otellerde konaklayarak şahane bir tatil yapıp, hem de üstün kalitede ve oldukça ucuza implant tedavisi yaptırmak için, en iyi seçenek Türkiye’dir.
Öncelikle, seçeceğiniz hekimin alanında uzman olması, örneğin, dental implant tedavisi için hekimin Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi veya Periodontoloji uzmanı olmasına dikkat etmeniz gerekmektedir. Kendini geliştirmiş ve tecrübeli bir hekimin yanı sıra, çalıştığı dental kliniğin de kurumsal bir yapıda olması önemlidir. Klinikteki diğer personelin de alanında başarılı olması, en doğru tedaviyi almanıza katkı sağlayacaktır. Tedavilerin sonrasında ortaya çıkabilecek olası komplikasyonlar veya rahatsızlıklarınızı, sizi mağdur etmeden kolayca gidermeye çalışan bir klinik seçimi elbette doğru tercih olacaktır. Bunun yanında kliniğin kolay ulaşılabilir bir lokasyonda olması ve size uygun saatlere randevu verebilecek şekilde esnek çalışma saatlerine sahip olması da bir diğer etkendir. Elbette güleryüzlü, anlayışlı, sağlıklı ikili ilişkiler kurabilen ve beklentilerinizi anlayarak bunları karşılamak için elinden geleni yapmaya çalışan bir diş hekimi ve dental personel, korkularınızı da yenmeye yardımcı olacak ve alacağınız hizmetin kalitesini de yükseltecektir.
Her anne ve baba; çocuğunu 6 veya 7 yaşına geldiğinde ortodonti uzmanına göstermelidir.
Bunun dışında;
- Çocuğunuz ağzından nefes alıyorsa ve geniz eti problemi varsa
- Uzun süre emzik kullanmışsa
- Parmak emme alışkanlığı varsa
- Dudak-damak yarığı problemi varsa
- Diş eksikliği tespit edilmişse veya çenesine sert bir darbe almışsa
- Anne veya baba tarafında alt veya üst çenesi çok ileride/önde ise
- Halk arasında dişleklik diye tabir edilen durum gözleniyorsa (çünkü üst ön dişleri çok fırlak olan çocuklar düştüğünde ön dişlerinin kırılma olasılığı çok fazladır.)
- Herhangi bir nedenden ötürü erken süt dişi çekimi yapılmışsa
- Dişlerde çapraşıklık olduğu düşünülen her çocuk mutlaka ortodonti uzmanına muayeneye götürülmelidir.
Dişeti kanaması, dişeti iltihabının en önemli göstergesidir. Mutlaka bir diş hekimine başvurulmalıdır.
Dişeti iltihabının şiddetine göre diş hekimi tarafından uygulanacak olan tedavinin ardından, hekiminizin önerisi doğrultusunda macun ve gargara kullanabilirsiniz. Ancak, tek başına bu ürünler dişeti kanamasını önlemez.
Diş sıkmayı engelleyen gece plakları kullanılabilir. Bazı durumlarda çiğneme kaslarına yapılan botoks uygulamaları da etkilidir.
Her diş çekiminde dikiş atılması gerekmez. Bazen yara yerinin büyüklüğüne dişeti dokusunun durumuna göre dikiş atılabilir. Bu da yara iyileşmesini çabuklaştırır.
Her 20 yaş cerrahisi aynı şekilde yapılmadığı gibi iyileşme süresinde de değişiklikler olabilir. Tamamen kemik ile örtülü 20 yaş cerrahilerinde birkaç gün şişlik ve ağız açmada güçlük olabilir. Morarma çok nadir görülebilen bir komplikasyondur.
Çekilmeyen 20 yaş dişleri, çekilen 20 yaş dişinin boşluğuna doğru sarkar ya da alt çenede ise yükselir. Bir zaman sonra o bölgede dişetine zarar verebilir.
20’lik dişin çekim kararı muayene ile verilebilir. Normal bir şekilde sürmüş ve fonksiyonda olan 20 yaş dişlerinin çekimi eğer o bölgeler temizlenebiliyorsa gerekli değildir. Ancak tam sürmemiş 20 yaş dişleri komşu dişlere zarar verebilir ya da ağzın genel durumunu olumsuz etkileyebilir. Bu durumda dişin çekimine karar verilebilir.
Sigara kullanımı yara iyileşmesini olumsuz etkileyebilir. Bu da diş çekimi sonrası ağrılı bir iyileşmeye sebep olur.
Diş beyazlatması sonrası ilk günlerde dişler renk değişiklerine hassastır. Doktorunuzun önerdiği süre boyunca sigaraya ve renkli yiyecek ,içeceklere dikkat edilmelidir.
Diştaşı temizliği ile sigaranın sebep olduğu renklenmelerin çoğu temizlenebilir.
Sigara kullanımına ilk günlerde dikkat etmek gerekir.
Hamilelikte dişeti iltihabı şiddetlenir. Mutlaka bir doktora danışılması gerekir. Bu durum gebelik boyunca gittikçe şiddetlenebilir. Basit temizlik işlemleri ile kontrol altında tutulabilir.